Almanya Ben Geldim: Hem İşçi Hem Müzisyen

Bu yazı https://youtu.be/qV7v3PTq2vk adresindeki videonun türkçe olarak yazılaştırılmış halidir. Arzu eden türkçe alt yazılı videoyu tıklayabilir.

Hikâyenin başını çoğunuz biliyorsunuz. 30 Ekim 1961 tarihinde Almanya ile Türkiye arasında İşgücü antlaşması yapıldığında ne gibi toplumsal sonuçlar ortaya çıkacağını kimse tahmin edememişti. Oysa kısa süreliğine geldiği düşünülen misafir işçiler sadece işgücü değil, kültürlerini de getirmişlerdi. Max Frisch’in meşhur sözü durumu çok iyi özetliyor:

“Wir riefen Arbeitskräfte, und es kamen Menschen”
(Biz işçi çağırmıştık ama insanlar geldi).

İlk gelen misafir işçilerinden bazıları 60’lı yılların ortasından itibaren yurtlarda yaşayan diğer misafir işçilerin
aile ve memleket özlemlerinin farkına vardı. Bu özlem ekonomik ve sosyal sonuçları beraberinde getirdi. Örneğin 1965 yılında ilk Türk futbol takımı olan Berlin Türkspor ve Köln’de Yurdun Sesi Köln kuruldu. Bunu bakkallar, lokantalar, kahvehaneler folklör dernekleri ve camiler takip etti.  Misafir işçilerin düzenli maaş aldığı ama harcamalarının az olduğu bir dönemde Yılmaz Asöcal, Türkofon (daha sonra adı Türküola olarak değişti) isimli firmasını kurdu. Öğrenci olarak Almanya’ya gelen ve misafir işçilere tercümanlık yapan Asöcal önce Türkiye’de çıkan şarkıları Türk işçiler için yayınlandı. Ayrıca Almanya ve diğer komşu ülkelerde “gurbetçilerin sesi” olabilecek kişileri de arıyordu. Bu şekilde 1962 yılında Almanya’ya gelen ve Ford fabrikalarında çalışan Metin Türköz’ü keşfetti ve Türköz gurbetçilerin ilk “süperstarı” oldu. Metin Türköz’ün Almanya, Alman kızları gibi konular hakkında alaycı sözlere sahip olan ve Pfennig (kuruş), Oma (nine), Meister (usta) Dolmetscher (tercüman), Kaufhalle (bir mağaza) Köln, Hans gibi Almanca kelimeler içeren şarkıları hala biliniyor. Metin Türköz profesyonel bir müzisyen değildi. Zaten 70’li yılların sonuna doğru bir market açıp müziği bıraktı. Kendisi halen Köln’de yaşıyor ve Gastarbeiter müziği söz konusu olduğunda aranan bir isim.

Metin Türköz’le birlikte, daha sonra Yılmaz Asöcal’la evlenen Yüksel Özkasap da gurbetçilerin süperstarı oldu. Yüksel Özkasap’ın “komik” olan Metin Türköz’den farkı gözyaşlarını sel gibi akıtmasıydı. Ağlar gibi şarkı söyleyen ve şarkı sözlerinde vatan hasreti, gurbette yalnız yaşam gibi konuları işleyen Özkasap, “Köln Bülbülü” lakabını aldı. Peki o sırada Türkiye’de neler oluyordu?

1962, Türkçe Pop müziğin patlamaya başladığı yıl olarak biliniyor. Pop ve caz müzisyenleri gençlerin kalbini fethetmeye başladı. Onlardan biri de 1967 yılında Almanya’ya giden Kadri Ünalan ve eşi Lamia’ydı. Kadri Ünalan ve orkestrası müzisyen olarak Almanya’ya çalışmaya gelen ilk gruplardan oldu. Soul parçalarından oluşan repertuvarlarıyla gece klüplerinde sahne alan grup 1969 yılında Kadri Six olarak Lamia Soul Time adında bir albüm yayınladılar. Albüm Discogs’da yaklaşık 140 kullanıcı tarafından Wantlist’e eklenmiş durumda, bu da koleksiyonerler arasında bilinen ve sevilen bir albüme işaret.

Kadri Ünalan dışında Türkiye’den Erkin Koray ve Erkut Taçkın da Almanya’ya geldi. Erkin Koray memleketten “hava” almak için çıkarken Erkut Taçkın 1962 yılnda geldiği Almanya’da 8 ay boyunca Ford fabrikalarında çalıştı. Fakat müzisyenlik Almanya’da da peşini bırakmadı. Münih’te Black Points isminde bir grup kurdu ve 1966’da Türkiye’ye dönene dek kulüplerde çalıştı. Black Points Almanya’nın ilk çok kültürlü grubu olabilir. Grupta Sepp Federauer, Fritz Lutz ve Heinz Escher isimli Alman üyeler dışında klavyede Tanju Öğe yer alıyordu. Tanju Öğe’nin eşinin Alman olduğunu biliyoruz. Gruba daha sonra Durul Gence de katıldı ve 1966 yılında Erkut Taçkın’la Türkiye’ye gitti ve bir kaç kez sahne aldı. Kadri Ünalan ve Erkut Taçkın dışında, Üstün Poyraz Orkestrası, Erol Erginer Orkestrası gibi orkestralar da Almanya’da 80’lere kadar faaliyet gösterdi.

Bu grupların dışında Philips ve RCA gibi firmalar Ajda Pekkan, Nilüfer, Muzaffer Uludağ gibi isimlere Almanya’da plak yaptı. Bu şarkıcılar Almanca şarkılar söyleyip başarı elde edemediler. Şimdiye kadar ismi geçen müzisyenlerin başaramadığını yaklaşık 20 yıl sonra Sezen Aksu ve Tarkan türkçe sözlü şarkılarıyla başaracaktı.

Black Points grubunu saymazsak Almanya’dan Türkiye’ye Werner Müller ithal edildi. 1967 yılında WDR dans orkestrasının başına geçen Werner Müller Orkestrası 1968 yılından itibaren Ferdi Klein Orkestrası adıyla Cem Karaca’nın bir çok 45’liğinde yer aldı.

Cem Karaca 1969 yılında “Avrupa Köln’de Buluşuyor” isimli festivale katıldı. “Kölner Stadtanzeiger” gazetesinin haberine göre en çok alkışı Cem Karaca almıştı ve sebebi sadece süperstarlarını izlemeye gelen Türk işçiler değildi. Cem Karaca on yıl sonra yine Köln’e geldi. Bu sefer, çeşitli problemlerden dolayı kendini güvende hissedeceği bir yerde yaşamak istiyordu. Çünkü Türkiye çalkantılı günlerden geçiyordu (Bknz. Cem Karaca’nın Almanya macerası (Almanca)). 12 Eylül darbesinden sonra Hafta Sonu gazetesinin linç kampanyası yüzünden 1983 yılında vatandaşlıktan çıkarıldı. Bu süreçte Türkiye’den müzisyen dostları ve Almanya’da yaşayan müzisyen gençlerle Kanaken isimli grubu kurdu. Kanaken isimli albüm 1984 yılında Pläne isimli alman şirketinden yayınlandı.

1972 yılında bir Türk müzisyen daha Almanca şarkı söyledi. Yolu Almanya’ya düşen hippi Necdet Öztunalı sokak müzisyenliği yapıyordu. Burada keşfedilen Öztunalı’nın John Tuner ismiyle çıkardığı Lover’s Rainbow Wonderland isimli 45’lik bir çok ülkede yayınlandı. Muhtemelen 45’liğin bir nebze başarılı olmasından dolayı Regenbogenland ismiyle Almancası da yayınlandı. 1977 yılında Yusuf Çavak ve 1979 yılında Ozan Ata Canani Almanca söyleyen Türk müzisyenleri oldular.

70’li yılların ortasına kadar Gastarbeiter’ler genelde halk müziği icracıları çıkarttı. Babaları caz müzisyeni olan Tufan ve Muhittin Aydoğan kardeşler 1975’te Sedat Ürküt ve Koray Dikmen ile Grup Doğuş adıyla ilk ve tek albümlerini yayınladı. Grup Doğuş’un en önemli özelliği Anadolu Pop icraları’nın çiğ ve yapımcı eli değmemiş biçimde bize sunuluyor olması. Böylelikle uzun gitar ve Hammond soloları, progresif bir yaklaşım akan bir enerji ve sağlam bir groove ile bütün eserlere damgasını vuruyor. Bu şarkılar 44 yıl sonra 2019’da ilk defa plak formatında yeniden yayınlandı.

Grup Doğuş’un albümü Minareci’den yayınlandı. Yılmaz Asöcal’ın Köln’deki Türküola firması dışında Tahir Minareci’nin Münih’deki Minareci firması ve Muammer Uzelli’nin Frankfurt’taki Uzelli firması Gastarbeiter’lerin gönlünü fethetmeye çalışan üç silahşörlerdi. Bu üç büyük firmanın dışında Areg, Seyhan, Sönmez, Kervan, Ercan, Destan, Alparslan vs. isminde bir çok irili ufaklı müzik firması vardı. 

Grup Doğuş’un albümü sonrası üst üste değişik işlere imza atıldı. Fırın, cafe vb. ticarethaneleri ve bir de ufak stüdyosu olan İbrahim Işıl, 1976 Türküola’dan bir tango albümü yayınladı. Ayrıca 1967 civarlarında Mini Rock şarkısının bulunduğu bir 45lik yayınladı. Muhtemelen Türkçe ve Almanca sözlere sahip olan ilk parça bu şarkı olmalı. Şarkıda “Bacakların harika, Elke Sommer gibi yürüyorsun, Mini Rock ye ye” gibi sözler var.

1978 yılında Mühlacker şehrinde yaşayan Sarmaşıklar grubu bir 45lik yayınladı. Grup Status Quo’nun Rockin’ All Over The World ve Rory Gallagher‘in Moonchild isimli parçalarını Türkçe sözlerle söyledi. Bir başka Rock grubu da Berlin’den çıkan Kobra’ydı. Grup 80’lerde birkaç 45’lik ve albüm yayınladı.

Pop, Rock ve Tango’dan sonra 70’li yılların sonuna doğru karşımıza disko çıkıyor. Türk toplumunun nüfusu giderek artıyordu. Nüfusun artmasıyla ihtiyaçlar da artıyordu. Örneğin düğün kutlamaları şekil değiştiriyor, büyüyor ve sunumlar gelişiyordu. Elektro saz çalan Ali Ekber Aydoğan ve bateri çalan İhsan Güvercin’den oluşan Derdiyoklar, düğünlerin en aranılan grubuydu. Türküola’dan yayınladıkları ikinci albümlerinin adı Disko Folk’tu. Diskomsu müziklerini, Anadolu sazını elektrikli çalarak harmanlıyorlardı. Sahne şovları da müzikleri gibi “tuhaftı”. Ali Ekber elektro sazını bazen ayağıyla, bazen de klavyeyi burnuyla çalıyordu. Tuhaf olmayan ise şarkılarının sözleriydi. Genel konuların dışına çıkan şarkı sözlerinde hayvan sevgisi, yabancı düşmanlığı, yabancı politikası gibi konuları işliyorlardı. Grubun olağanüstü başarısından sonra disko folk grupları
piyasada mantar gibi türedi. Örneğin Akbaba İkilisi, Derdiçoklar, Deliçoşlar İkilisi, Yurtseven Kardeşler, Gurbetçiler, Divaneler vd.

1986 yılında Nedim Hazar, grubu Yarinistan ile Vielleicht (Belki) isimli albümü yayınladı. Politik sebeplerden 1983 yılında Almanya’ya gelen Nedim Hazar, burada kendini sanata verdi. Ayrıca yönetmen, senarist ve eleştirmen olan Nedim Hazar’ın oğlu, ünlü rapçi Eko Fresh’tir. Hazar, şarkılarında Gastarbeiter sorunlarını işliyor, çok kültürlü bir yaşamı destekliyordu. Nedim Hazar veya daha önce bahsi geçen Cem Karaca ve diğerlerinin Almanya’ya gelme sebepleri genellikle politikti. Bu isimler Almanca sözlerle Almanca bilen herkese hitap ediyordu. Fakat Türküola gibi göçmen firmalar hâlâ ve sadece Gastarbeiter’leri hedef alıyordu.

80’li yılların sonundan itibaren Gastarbeiter çocuklarından oluşan yeni bir nesil hip hop ile kendini ifade etmeye başladı. Müziklerinde ebeveynlerinin dinlediği müziklerden sample’lar kullanıyorlardı. 1991 yılında King Size Terror’un The Word is Subversion adlı albümü yayınlandı. Bu grubun üyelerinden biri de Alpertunga Köksal ya da bilinen adıyla Alper Ağa’ydı. Albümde Bir Yabancının Hayatı isimli bir parça yer alıyordu. Bu parça, ilk Türkçe rap şarkısı olarak biliniyor. Möln ve Solingen’deki ırkçı saldırıların da etkisiyle hip hop hareketi çığ gibi büyüdü. Bünyesinde birçok ülkeden gençler olan Fresh Familee, Islamic Force, T.C.A Microphone Mafia gibi gruplar birden Gastarbeiter çocuklarının sözcüsü oldu. Kabus Kerim ve Alper Ağa’dan oluşan Karakan, Cinai Şebeke ve Erci E, 1995 yılında Cartel adı altında bir araya geldi ve albümleri Mercury’den yayınladı. Türkçe rap yapılan albüm, diğer bütün Türkçe rap çalışmalarını gölgede bıraktı ve Cartel bir gecede Türkiye’de fenomen haline geldi.

Cartel’den önce Türkiye’de şansını deneyen pop müzik yapan gurbetçi gençler olmuş, bazıları başarılar da elde etmişti. Fakat Cartel, gurbetçilerin Türkiye’ye ithal ettiği ilk başarılı müzisyenlerdi. Çünkü diğerlerinin aksine,
albümleri önce Almanya’da yayınlanmıştı. 90’lı yılların sonuna doğru, gurbetçilerin içinden Almanca rap yapanlar çıkmaya başladı. Mesela Alpa Gun, Eko Fresh.

Dünya çapında bir hit yapabilen tek gurbetçi çocuğu ise Mustafa Gündoğdu’ydu, bilinen adıyla Mousse T. 1998 yılında Horny adlı parçasıyla büyük başarılar elde etti. Bir yıl sonra Sürpriz isimli grup Almanya adına Eurovision’a katıldı ve üçüncü oldu.

2000’li yıllardan itibaren gurbetçiler genelde hip hop türünde çalışmalar yaptı. Kool Savaş, Eko Fresh gibi isimlerin yanına günümüzde Ufo 361, Haftbefehl, Chefket gibi isimler eklendi. Son yıllarda hip hop alanında büyük bir gelişim yaşandı. Bir çok genç rapçi videolarını Instagram’a yükleyerek keşfeldildi ve büyük firmalarla sözleşme imzaladı. Örneğin Eno, Mero, Fero 47, Sero El Mero, Noah vd. Apache207, 2020 yılının başında resmi
Top 10 listesinde 3 şarkıyla yer aldı. Muhabbet, Almanca sözlerle arabesk yaparak ismini duyurdu. Bahar Kızıl, bir TV programına katılarak Monrose isimli gruba girdi. Elif Demirezer ise Almanca şarkı söyleyen azınlıkta yer alıyor. Black Metal grubu Mantar’da Erinç Sakarya bateri çalıyor ve oldukça başarılılar. Berlin’de öğrenim hayatına devam eden Derya Yıldırım Grup Şimşek isimli grubuyla Anadolu Pop’un taze nefeslerinden biri olmayı başardı. Ilgen-Nur kaset olarak çıkan ilk EP’si ile oldukça iyi bir başlangıç yaptı. Fairuz Derin Bulut’la saykodelik müziğin önemli temsilcilerinden olan Elektro Hafız bir kaç yıldan beri Köln şehrinde yaşıyor ve üretmeye devam ediyor.

Başka neler oldu?

1967
Mihrican Bahar Siemens fabrikasında çalışmak için Almanya’ya geldi. Türkofon firmasından Zalim Almanya, Geldim Almanya’ya Gördüm Zulümü gibi şarkıları plak olarak yayınladı.

1970
Peter Alexander, Oh Lady Mary isimli şarkıyı söyledi. Bir yıl önce Hollandalı David Alexander Winter şarkıyı Fransızca ve Almanca okuyarak başarılı olmuştu. Şarkının bestecisi Metin Bükey’di ve Berkant tarafından Samanyolu adıyla 1967’de söylenmişti.

1971

Almanya’da yaşayan Basri Tankaya Türkiye’de bir 45lik çıkardı. Ferdy Klein Orkestrasının eşlik ettiği plağın kapağında Almanya’dan Sevgilerle yazıyordu. Odeon’dan da bir 45lik yayınlayan Tankaya’ya bu sefer Horst Jankowski Orkestrası eşlik ediyordu. Basri Tankaya kendi şirketi olan Tankaya Müzik’i de kurup albüm(ler) yayınladı.

1973
Tahsin İncirci, Türk İşçi Korosu’nu kurdu. Bir yıl sonra bir albümleri yayınlandı.

1976
Mustafa Kuş pop / caz sularında gezdiği anadolu pop grubu İmece’yi kurdu. Öncesinde alman müzisyenlerle düğünlerde müzisyenlik yapıyordu. 1979-1985 yılları arasında üç albüm ve bir 45lik yayınladılar.

1980
Alman grup Bel-Ami Gece Berlin’de isimli bir şarkı yaptı.

Freddy Quinn, İstanbul Ist Weit adlı şarkıda kendini Almanya’da yabancı hisseden bir Gastarbeiter’den bahsediyordu.

12 Eylül darbesinden sonra politik ya da ekonomik nedenlerden dolayı bir çok Müzisyen Almanya’ya geldi ve göçmen firmalarından ya da Alman şirketlerinden albümler yayınladılar. Örneğin Zülfü Livaneli, Neşet Ertaş, Fuat Saka, Emekçi, Melike Demirağ.

1981
Ameliyatla kadınlığa geçiş yapan Bülent Ersoy Türkiye’deki sahne yasağından
dolayı yedi yıl Almanya’da yaşadı. Almanya’da Türküola hesabına birçok albüm yayınladı ve birçok film çevirdi.

1982
Aşk Mark ve Ölüm isimli Aras Ören şiiri Ideal grubu tarafından bestelendi ve 45lik olarak yayınlandı.

1983
Erkin Koray vd. tarafından şarkıları söylenen başarılı müzisyen Özer Şenay Ensemble Oriental isimli bir grup kurdu ve Ja&Ro firmasından bir albüm yayınladı. Özer Şenay bir konser için Almanya’ya gelmişti ve evlenip uzun yıllar gurbette yaşadı.

1984
1971 yılından beri Almanya’da yaşayan Özay Fecht No More isimli albümü yayınladı.

Oktay Kocamaz Almanya’ya öğrenim hayatı için gitmişti ve orada Country tarzında iki albüm yayınladı.

1985
Türk-Alman New Wave Punk topluluğu Bu-Kollegas bir kaç Punk toplamasında yer aldı ve iki Türkçe şarkı yaptı.

Bir diğer punk topluluğu olan Ruhrpottkanaken’in vokalisti Cem Yurdatap’tı. Grup 1993 yılında bir 45’lik yayınladı.

1986
Dave Merlin Electric Nights isimli 45’liği çıkardı. Asıl adı Can Tufan’dır.

1994
DJ Mahmut, Volkan T, Murat G, KMR Cartel’den bir yıl önce ilk Türkçe hip hop toplamasını piyasaya sundu.

1996
Tayfun ve Mehmet Ünlü kardeşlerin temelini oluşturduğu Ünlü grubu Erkin Koray’ın Esterabim şarkısıyla ünlü oldu. 

Megalomaniax, bir Alman Crossover grubuydu. Hardcoriental isimli albümlerini Kader K. ile kaydettiler. Albümde iki de Türkçe şarkı vardı. Kader K. müzisyen, yönetmen, yapımcı ve yazar olarak Almanya’da yaşamaya devam ediyor.

Burada bahsi geçen ve geçmeyen pek çok Türk ve Türk asıllı müzisyen albüm ya da şarkı kaydetme imkanını bulabildi. Ancak şarkılarını kaydetme imkânı bulamayan birçok müzisyen de var elbette. Çoğu sadece düğünlerde, derneklerde veya özel alanlarda çalıp söylediler. Konuyla ilgili daha fazla bilgi sahibi olmak isteyenler Cem Kaya’nın Aşk Mark ve Ölüm isimli belgeselini izleyebilir. Martin Greve’nin Almanya’da Hayali Türkiye’nin Müziği isimli kitabı da muhakkak okunmalı. Ayrıca göçmen plak şirketleri Türküola, Uzelli, Alparslan, Yüksel, Minareci vs. katalogları da incelenmeli.

Türkofon Kataloğu
Türküola Kataloğu
Minareci Kataloğu
Uzelli Kataloğu

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir